Moda blogger'ı olacağım diye aldığınız, gardıroplarınızdan taşan yüzlerce parça giysiyi satmak için bir uygulama mı arıyorsunuz?
O zaman doğru zamanda, doğru yerdesiniz demektir. Çünkü bugün Türkiye'de en çok kullanılan 2. el alışveriş uygulamaları hakkında yaptığım detaylı incelemeleri sizinle paylaşacağım.
Öncelikle şunu söylemeliyim: Bu yazıyı yazmaya başlamadan önce, sempati duyduğum bir uygulama olmadığı için hepsine objektif yaklaşmaya çalıştım. Araştırmamın sonunda kimi uygulamaların bazı yönlerini sevdim, bazılarını pek beğenmedim.
Bu yazıyı hazırlarken uygulamaları değerlendirmek için en büyük kriterim kullanıcı yorumlarıydı. App Store ve Google Play Store'daki yorumların büyük bir kısmını okudum. Ayrıca kullanıcıların memnuniyetlerini ve şikayetlerini görebilmek için https://www.sikayetvar.com/ websitesine de baktım.
Bu yazıda Letgo, Modacruz, Zebramo, Gardrops ve Dolap adlı 5 mobil uygulamanın detaylı incelemesi, ayrıca bunlara ek olarak 10 tane ikinci el alışveriş app önerisi bulunmakta.
Bu uygulamalardan kullandıklarınız varsa, yorum olarak görüşlerinizi yazarsanız çok sevinirim.
Moda dünyasının ışıltısı göz kamaştırıyor değil mi? Ama aynı zamanda gezegenimizin kaynaklarını da orantısızca tükettiğinin ne kadar farkındayız? Eğer yeterince farkındaysak, kıyafetlerimizi geri dönüştürerek doğal kaynakların tüketimini biraz olsun azaltabiliriz.
Bugün, geri dönüşüm konusunda elini gerçekten taşın altına koyan bir markanın, H&M'in Kıyafet Toplama Projesi'nden bahsedeceğim. Ve evet, başlıkta da yazdığı gibi, eski kıyafetlerinizden nasıl para kazanabileceğinizi de anlatacağım.
Scorp uygulamasını duymuşsunuzdur. Kullanmasanız bile video derlemelerine falan denk gelmişsinizdir.
Koç Üniversitesi'nde okuyan iki öğrenci tarafından hayata geçirilip yerli sosyal medya diye ortaya çıktıkları zaman sevinmiştim ve o zamanlar çalıştığım kurum ile iş ortağı oldukları için "bu ne ola ki?" diye uygulamayı indirip kısa süreli kullanmıştım.
Başlarda daha çok üniversite öğrencilerine hitap eden uygulamanın kullanıcı profili zamanla kötü bir hal aldı. Ama bu bambaşka bir konu tabii.
Geçtiğimiz günlerde bir dergi için hazırlayacağım bir içerik üzerine araştırma yaparken aşağıdaki videoyu gördüm.
Herkese merhaba!
Uzun ve yorucu bir yılı geride bıraktık. Çok üzüldük, çok ağladık.
Umarım geri sayım yaptığımız 2017 yılı daha insaflı olur.
Yaklaşan yeni yılın heyecanını yaşıyorken siz değerli sadık takipçilerime de birer hediye vermek istedim.
İnanılmaz gecikmeli bir post olacağının farkında olarak yine de yazmak istedim. Ben yetme bir minimalist olarak modanın yavaşlığını savunsam da söz konusu moda haftası ise her şey çok hızlıdır. Bir defileden diğer defileye girilir, her defilede 5000 fotoğraf çekilir, video çekmek için defilelerin kapanışı beklenir, sosyal medyada moda haftasına giderken giyilen birbirinden absürd kıyafetler fütursuzca paylaşılır. Ve hafta bittiğinde ara ara #tbt paylaşımlarında kullanılmak üzere saklanmış birkaç fotoğraf dışında tüm paylaşımlar yapılmıştır. Bense, geçtiğimiz hafta (11-16 Ekim 2016) Zorlu PSM'de gerçekleşen Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul üzerine ancak yazabiliyorum.
Bu sezon takvimime uymadığı ve son anda davetiye arayışına çıkmam gibi sebeplerden dolayı sadece 3 defileyi izleme şansı buldum. İstanbul Moda Akademisi mezunlarının karma New Gen defilesi, Rufat İsmayil imzalı AFFFAIR defilesi ve bu sezon keşfettiğim tasarımcı Can Yunus Çetinkaya defilesi hakkındaki izlenimlerimi paylaşacağım. Yazının fazla sarkastik olma ihtimalinden dolayı moda haftasının sokak stiline hiç değinmeyeceğim, bilginize.
Siz de Mercedes Benz Fashion Week İstanbul'a katıldıysanız izlenimlerinizi bu postun altına yorum olarak yazabilirsiniz.
Elindeki akıllı telefonun bir üst modelini, iş arkadaşlarına hava atmak için bir aylık maaşınla aldığın ayakkabıyı, ısıtmayan ama seni havalı gösteren o deri ceketi almasan da olur. Aslında evine, dolabına şöyle bir göz atsan, seni mutlu etmeyen ama ortamlarda diğerlerinden geri kalmamak için satın aldığın ne kadar çok şey olduğunu göreceksin.
90'larda Carrie Bradshaw ile hayatımıza girmiş alışveriş çılgınlığı, özellikle Amerikan romantik komedi filmleriyle daha da körüklenerek özellikle kadınları, kendilerini daha iyi hissetmek için kıyafet ve ayakkabı almaya teşvik etti. Hızlı moda anlayışı, tüketicilere hayranı olduğu ünlülerin giydiği ya da podyumlarda sergilenen tasarım ürünleri, kolay ulaşılır ve uygun fiyatlı bir şekilde sundu. Sonucunda da duygusal olarak kendini yetersiz hisseden insanlar, daha çok kıyafete ihtiyaç duyduklarına inanarak, bir kere giydikleri ve sonrasında unuttukları kıyafetlerle dolu gardıroplara sahip oldular. Ama bu kadar üretimin doğaya veya işçilere nasıl bir geri dönüşü olacağını düşünmediler maalesef.
Karın keyfini yine çocukların çıkardığı, her yeri Winterfell'e çeviren, Instagram'ı kar fotoğraflarının işgal ettiği, her yıl olduğu gibi bu yıl da son 100 yılın en soğuk günlerinin yaşandığı kış mevsiminin tam ortasındayız. Bu sene de iyi soğuk yaptı!
Böyle giderse kış bir türlü bitmeyecek, biz de kışın ne giymeli sorunsalını yaşamaya devam edeceğiz diye 3 farklı kış kombini hazırladım. Umarım beğenirsiniz. Favori kombininizi aşağıya yorum olarak yazabilirsiniz.
Bu sezonun kuşkusuz en trend basic parçalarından biri siyah boğazlı kazak. Daha önce 60'larda moda sahnesinde sıklıkla görülen bu parça yine gardırobumuzun demirbaşı olmaya aday. Vücudu saran, tercihen vintage bir kazakla yapabileceğiniz 3 farklı kombini yazdım, umarım beğenirsiniz.
Ayrıca 1 Parça 3 Stil başlığı altında görmek istediğiniz parçaları yorum olarak yazabilirsiniz.
Moda, herkesin içinde olmak istediği bir dünya gibi gözükebilir. Ama dış görünüşe dayalı bir sektör olduğu için genelde çok yüzeysel ve sığ.
Özellikle Türkiye'deki moda sektörü -yakından gözlemlediğim için bunu söyleyebilirim sanırım- başarılı ve ilham verici işler yapan 3-5 kişi dışında tamamen şişirilmiş bir balon! Amatör moda haftaları düzenlemek, yabancı tasarımcıları taklit etmek ve ego yarıştırmak yeterli değil, demek ki!
Bir süredir düzenli olarak Youtube kanallarını takip ediyorum. Youtuberların dışında markalar da çok güzel çalışmalara imza atıyorlar. Gerçekten yaratıcılığa ve pazarlamaya tamamen açık bir platform.
Ama söz konusu lüks ve moda olunca; Youtube'da da birkaç iyi örnek dışında çok fazla tüketim odaklı çalışmaya denk geldim maalesef. İşte bugün o birkaç örnekten bahsedeceğim. Takip ettiğim ve moda sektörüne örnek olması gereken 5 Youtube kanalı önerimi sizlerle paylaşmak istedim. Sizin de önerebileceğiniz Youtube kanalı varsa, yorum olarak yazabilirsiniz.
Günümüzde moda sektörünün ne kadar etkili olduğundan bahsetmeme gerek yok. O kadar ki, toplumsal bir uyuşturucu haline gelen televizyon dizilerinde de kendine yer edindi. Hatta bazı dizilerin temel taşı oldu.
3 yabancı ve 3 yerli dizinin modayı ele alış biçimlerini anlattım. Bugün yerli dizileri konu aldım. Moda ile Beslenen Yabancı Diziler yazısını da linke tıklayarak okuyabilirsiniz. Umarım beğenirsiniz.